Tuesday, December 30, 2008

Uyku-14 Uyku Eğitimi İçin Ağlatmak Bebeğime Zarar Verir Mi?

Bu konu çok merak edilir. Hakkında çok tartışılır. Size Gelişim Uzmanı Sinem Olcay'ın kaleme aldığı bir makaleyi referansları ile beraber aşağıda sunuyorum:


Uyku Eğitimi İçin Ağlatmak Bebeğime Zarar Verir Mi?
Ağlamasina uzun süreli cevap verilmeyen bebeklerin stres hormonu cortisol’un artmasi dolayisiyla gelişimsel açıdan dezavantajli oldugu bilinmekte ve o nedenle, ebeveynlere bebeklerinin ağlamasina tutarlı şekilde cevap vermelerini ciddiyetle tavsiye edilmektedir. Ancak, ağlamanin bebek gelişimindeki olumsuz etkisi ve bunun uyku eğitimi ile ilişkisi hakkında yorum yaparken cok dikkat edilmesi gereken bir nokta var: “Gelisime zarar verecek kadar ağlatmanın tanımı nedir?”
http://askdrsears.com/html/10/handout2.asp ‘daki yazıda verilen referansların çoğunda doğal olarak excessive crying (aşırı ağlama) ve child maltreatment (çocuğa kötü muamele)’nin gelişime verdiği zarardan bahsediliyor. “Maltreatment” ve “excessive crying” tanısı koymak icin gün boyunca cocuğun ağlamasına izin veriyor olmak ve bunu haftalar hatta aylar boyunca yapıyor olmak gerekir. Uyku eğitimini doğru zamanda alan bebekler sadece birkaç gece ağlıyorlar. Buna “excessive crying” ya da “child maltreatment” demek mümkün değil. Ayrıca, “Uyku eğitimi almayan bebeklerin toplamdaki ağlama süresi uyku egitimi alan bebeklere göre çok daha uzundur.” (Dixon, Monroe & Jakim, 1981; Hicks & Pellegrini, 1977; Weissbluth; 2003)
Uyku eğitimi verilecekse erken zamanda verilmesi gerekir dememizin sebebi zaten bu. 9-10 aylik bir bebeğin uyku eğitimini tamamlamasi 3-4 aylik bir bebeğe göre daha uzun sürer. Yani büyümüş bebekler daha fazla gün boyunca daha fazla ağlar. Buna “excessive crying” denilebilir. Ayrıca, büyümüş bir bebeğin korku, yalnizlik gibi duygulari ve nesne sürekliliği algısı olusmustur. Bu açıdan, aglamasina cevap vermemeniz duygusal zorlanmaya ve sizinle kurmakta oldugu bağ açısından zarara yol acabilir.
Büyümüş bebeklerin aksine, 3-4 aylık bebeklerin duygu repertuari cok sınırlıdır. Ilk aylarindaki bebeklerin ağlamasina “korktu, üzüldü, yalnızlık hissetti ya da kızdı” gibi duygusal atıfta bulunmak mümkün değildir. Arastirmalar, bebeklerin ilk dogduklarında bir pozitif (memnuniyet), bir de negatif (sıkıntı) olmak üzere sadece iki temel duygu yasadıklarını göstemiştir. Kompleks duygular bebek gelistikçe bu iki temel duygudan ayrışarak ortaya çıkar. Sevinç duygusunun memnuniyet duygusundan 3 aylıkken; kızgınlık, yalnızlık ve korku duygularının ise sıkıntı duygusundan sırasıyla bebek 4, 5 ve 6 aylıkken ayrıştığı bulunmustur (Abe & Izard, 1999; Feldman, 2007; Flom & Bahrick, 2006; Lewis, 1993)
Yani, 3-4 aylik bebeginizin aglamasina, uykuyu ogrenmesi icin birkac gece izin verdiginizde onu duygusal olarak zorlamis olmuyorsunuz. Birkac gecelik aglamanin sonunda duygusal hicbir zarar gormedigi gibi gelisimi icin cok gerekli ve faydali olan deliksiz gece uykusunu otomatik olarak öğrenmiş oluyor bebeğiniz.
Araştırmalar deliksiz gece uykusunu başaran bebeklerin zihinsel gelişim, motor gelişim, konsantrasyon-dikkat becerilerinin gelisimi, sosyalleşme ve duygu düzenlemesi bakimindan avantajli oldugunu gostermektedir (Goodnight, Bates, Staples, Pettit & Dodge, 2007; Morin, Bélanger & Fortier, 2006; Dahl, Pelhan & Wierson, 1991; Sadeh , Gruber & Raviv; 2002) Diğer taraftan uyku problemi yaşayan hem bebek ve çocuklarda hem de yetişkinlerde günlük işlevlerde düşüklük ve ruh hali bozuklukları görülme olasılığı artar. (Bonnet, 1995; Dahl, Pelhan, & Wierson, 1991; Josh, Gay, Masterson, & Bruce, 1991). Ayrıca, bebegi uzun gece uykusunu başaran ebeveynlerde çok daha az ebeveynlik stresi gorulmekte ve buna bağlı olarak bebekleriyle kurduklarıyla bağ ve sosyal etkileşim cok daha kaliteli olmaktadır (Meijer & Godfried,2007; Wolfson, Lacks, & Futterman, 1992; Sadeh, Flint & Tirosh, 2007; Meltzer, & Mindell, 2007).
Bebeğe uyku eğitimi verip vermeme karari kesinlikle aileye aittir. Bu egitim konusunda soru isaretlerinizin olmasi ve ailelerin sorularina cevap bulmak icin arastirma yapiyor olması cok dogal ve kesinlikle takdir edilmesi gereken bir sey. Ancak, literature hakim olmadan parca parca bolumlerden sonuclar cikarmak yanlis yonlendirmeye sebep oluyor.
Normal bir bebeğin 3-4 aydan itibaren gece boyunca 10-12 uyku uyuma ihtiyaci ve kapasitesi bulunmaktadir. Beslenmesi ile ilgili endişe duyuluyorsa bunu da uykuyu bozmadan çözmenin yöntemleri bulunmaktadır. Bebek gelisimi bilgimden ve ailelerle olan deneyimimden cikardigim bir sonuc olarak, tüm yeni ebeveynlere 3-4 aylik donemi gecmeden bebeklerine deliksiz gece uykusunu ogretmelerini ictenlikle tavsiye ederim.
Sevgiler,
Gelisim Uzmanı Psikolog Sinem Olcay.


Kaynaklar
Abe, J. A. & Izard, C. E. (1999). A longitudinal study of emotion expression and personality relations in early development. Journal of Personality and Social Psychology, 77, 566-577.
Bonnet, M. H. (1995). Effects of sleep distruption on sleep, performance and mood. Sleep, 8, 11-19.
Dahl, R. E. (1996). The impact of inadequate sleep on children's daytime cognitive functioning. Pediatric Neurology, 3, 44-50.
Dahl, R. E., Pelhani W. E., & Wierson, M. (1991). The role of sleep disturbances in attention deficit disorders. Journal of Pediatric Psychology, 16, 229-239.
Dixon, K. N., Monroe, L. J., & Jakim, S. (1981). Insomniac Children. Sleep, 4, 313-318.
Feldman, R. (2007). On the origins of background emotions: From affect synchrony to symbolic expression. Emotion, 7, 601-611.
Flom, R. & Bahrick, L. E. (2007). The development of infant discrimination of affect in multimodal and unimodal stimulation: The role of intersensory redundancy. Developmental Psychology, 43, 238-252.
Goodnight, J. A., Bates, J. E., Staples, A. D., Pettit, G. S., & Dodge, K. A. (2007). Temperamental resistance to control increases the association between sleep problems and externalizing behavior development. Journal of Family Psychology, 21, 39-48.
Hicks, R. A. & Pellegrini, R. J. (1977). Anxiety levels of short and long sleepers. Psychological Reports, 41, 569-570.
Josh, M. W., Gay, T. J. A., Masterson, J. P., & Bruce, D. W. (1971). Relationship between sleep habits, andrenocortical activity and personality. Psychosomatic Medicine, 33, 499-508.
Lewis, M. (1993). Self-conscious emotions: Embarrassment, pride, shame, and guilt. In M. Lewis & J. M. Haviland (Eds.) Handbook of Emotions. New York: Guilford Press.
Meijer, A. M. & Godfried, L. H. (2007). Contribution of infants' sleep and crying to marital relationship of first-time parent couples in the 1st year after childbirth.
Journal of Family Psychology, 21, 49-57.
Meltzer, L. J. & Mindell, J. A. (2007). Relationship between child sleep disturbances and maternal sleep, mood, and parenting stress: A pilot study. Journal of Family Psychology, 21, 67-73.
Morin. C. M., Belanger, L. & Fortier, E. (2006). Sleep, insomnia, and psychopathology. Canadian Psychology, 47, 245-262.
Sadeh, A., Flint, E. & Tirosh, T. (2007). Infant sleep and parental sleep-related cognitions. Journal of Family Psychology, 21, 74-87.
Sadeh, A., Reut, G. & Raviv, A. (2002). Sleep, neurobehavioral functioning, and behavior problems in early childhood. Society for Research in Child Development,
Weissbluth, M. (2003). Sleep duration and infant temperament. Journal of Pediatrics, 99, 817-819.
Wolfson, A., LAcks, P, & Futterman, A. (1992). Effects of parent training on infant sleeping patterns, parents' stress, and perceived parental competence. Journal of Consulting and Clinical Psychology, 60, 41-48.

Uyku-13 Gündüz Uykusunda Ne Yapıyorum?

Bence oturtması en zor olan gündüz uykusu. Bebek biraz sosyalleşmeye başlayınca, etrafta eğlenceli şeyler oluyorsa, uykuya dalmak istemeyebiliyor. Bu yüzden bu konuda çok azimli olup, hergün aynı saatte yatırmaya çalışmak lazım. Uyumuyorsa da çok direnmeyip, demek uyumayacaksın diye almakta fayda var. Yoksa gereksiz bir sinir savaşı olur.

Bizim gündüz uyku rutinimiz şöyle:
Alp genelikle 7:00 veya 7:30 gibi uyanmış oluyor. 8:00'de süt saati, sonra da aktivite. Saat 9:30'a kadar böyle gidiyor. Hava güzelse dışarı çıkartıyordum ama artık uykudan hemen önce çıkartmayı bıraktım. Şöyle bir sakıncasını gördüm: Pusette erkenden uykuya geçiyor. Sonra da eve gelince gözlerini açıyor, bir daha da uyumuyor. Bu yüzden, eğer uykuya dalarsa, uyumasını istediğiniz süre kadar pusette gezdirmelisiniz ya da uyumasını bir şekilde engelleyip eve gelmelisiniz. Arası olmuyor. (Olan bebekler eminim vardır..) Pusette 15 dakika kestirdiği zaman, derin uykuya geçiyor ve bu bebeğe yeterli geliyor. Eve gelip yatırınca da uyumuyor. Bunu keşfettiğimden beri Alp'in uyku saatleri civarında onu pusetle çıkartmıyorum. Sling de aynı şekilde.

Saat 9:30 civarı, Alp'in yüzünde uyku işaretleri arıyorum: Esneme, gözlerini ovma, yüzünü omzuma sürtme, mızmızlanması.. Bunlar bazen 10:00'a doğru da oluyor, ben işaretleri bekliyorum. Zorla 9:30'da yatırmıyorum çünkü o zaman da nasıl olsa ancak uykusu tam gelince uyuyor, aynı şey oluyor. Ona daha önce belirlediğim anahtar kelimeleri söylüyorum. Uyku tulumunu giydiriyorum. Panjurunu kapatıp , ninni cd'sini koyuyorum. Kucağımda kulağına 1 dakika kadar şşşş yapıyorum. Ağzını emziğini verip yatağına bırakıyorum, odadan çıkıyorum. Kapısını iyice kapatıyorum. İlk 10 dakika fazla ses yapmamaya özen gösteriyoruz. Sonra normal ses düzenine geçiyoruz. Yani telefon, zil, müzik gibi gürültüler evde devam ediyor ama alıştığı için sorun olmuyor. Bazen odadan çıktıktan birkaç dakika sonra ağlıyor. O zaman geri dönüp, elime almadan yine şşşş yapıyorum, emziği düşmüşse emziğini veriyorum. Hemen susuyor ve genellikle de o sırada birden uyuyor. (Bebeklerin birden KÜT diye uykuya dalması ne kadar eğlenceli, değil mi?). Bazen de kendi kendine eğlenip mırıldanıyor. Dönencesiyle, tavşanıyla konusuyor, gülüyor.. O zaman odaya hiç girmiyorum. Kendi kendine konusarak uykuya dalıyor.
1.5 saat geçtikten sonra, uyanmadıysa ben uyandırıyorum. Eğer bütün gece uyuması isteniyorsa bu önemli. Daha sonra 12:00'de yine süt. Bir sonraki uyku 13:30 gibi. Aynı rutine devam. Yine 1.5 saat uyuyor ve uyandırıyorum. Kuralım şu: 16:00'dan sonra hiçbir şekilde uyumayacak. Olur da ögle uykusu kayar, ben yine de en geç 16:00'da kaldııyorum. Akşam 19:30'da yatağa bırakıyorum. Bu yüzden 16:00-19:30 arası hiçbir şekilde uyumasına izin vermiyorum. Başta zor oluyordu ama şimdi Alp de alıştı. Zor olmuyor. 19:00'da süt ve banyo, 19:30'da yatak..

Bu rutini oluştururken şöyle birşey yaptım. Alp'in odasında bir tahta var. Oraya Bu rutini sabahtan itibaren yazdım. Bütün yemek ve uyku saatleri ile. Böylece bütün ev halkı görecekti. O gün karar verdim ve rutine tam olarak başladım. Herkesten de bunu uymasını rica ettim. Bu konuda hiçbir sorun çıkmadı neyse ki.. Aile büyükleri de bunun önemini kavradı. Özellikle uyku saatlerine herkes dikkat ediyor, gelişlerini ayarlıyorlar. Yazılı olması nedense olayı daha dikakt çekici hale getirdi. Bunu tavsiye ederim..

Friday, December 26, 2008

Uyku-12 Ağlama Konusu

Uyku eğitimi kısmında bahsettiğim Ferber Yöntemi'ndeki ağlamaya itirazlar geliyor. Bu konuya bir açıklık getirmem lazım, yoksa ben de kendimi çok kötü hissedeceğim..

Bahsedilen ağlama, topu topu 3 gün süren, bebeğiniz 3-6 arasında ise 3 gün toplamında aşağı yukarı 1 saat süren bir ağlamaya izin vermedir. Bunun dışında hiçbir şekilde bebek ağladığında buna izin vermek değil. Şöyle anlaşıldıysa düzeltmek isterim: "Bebek ağlar, kendi başına bırakılır."

Hayır, böyle birşey yok! Hatta bu yöntemi bulan Richard Ferber bile kitabının yeni baskısının ön sözünde yanlış anlaşılmaktan şikayetçi! Bebeğinizi başı boş bırakıp gitmiyorsunuz. 5 dakikada bir gidip kontrol ediyorsunuz. Bebeğiniz büyük değilse, bu zaten 3 kontrolü pek geçmiyor. Bebeğiniz kendini terkedilmiş hissetmemeli. Bu yüzden gidip kulağına eğilip şşşş yapıyoruz ki, bilsin, biz oradayız. Bu 3 günlük eğitim sonucunda uykuya dalmasını öğrendikten sonra bebeğiniz ağladığı zamanlarda mutlaka gidip şşş yapmakta fayda var. En azından ben öyle yapıyorum. Zaten genellikle emziği düştüğü zamanlarda huysuzlanıyor. Bir de ayaklarını yere vura vura yatağın en üstüne çıkıyor, gidecek yeri kalmıyor. Bu da genellikle sabahın erken saatlerinde oluyor. O zaman da ağlıyor. Ne yapıyoruz, bırak ağlasın mı, hayır, kesinlikle değil. Kerim, ben ya da Selda gidip onu aşağıya çekiyoruz. Ama konuşmak yok, uykuya devam edebilmesi için, uykusunun açılmaması şart. Gündüz uykuya koyduğumuz zaman genellikle hemen uyuyor. Ama bazen uyumak istemiyor. Mız mız yapıyor. Ağlamıyorsa orada bırakıyoruz ama ağlarsa o zaman "demek daha uykun gelmedi" deyip yatağından alıyoruz. Bir 15 dakika daha gezdirip, uyku işaretlerini yüzünde arayıp, tekrar yatırıyoruz. Yani yine ağlatmıyoruz. Bunları siz de deneyebilirsiniz. Biz ağlamasına izin vermeyi sadece 3 gece ile kısıtladık. Bu da toplamda 1 saati bulmadı. Bir kez uykuya dalmayı öğrendikten sonra, buna bir daha da izin vermedik. Bu hertürlü ağlaması için geçerli.

Ama unutmayın, bazı ağlamalar da "uykum geldi" ağlamasıdır. Bunu zaten bütün anneler anlar, o zaman, "uyku penceresini" kaçırmadan hemen yatırmakta fayda var..

Thursday, December 25, 2008

Uyku-11 Yine emzirme konusu

Yeni doğum yapan arkadaşım Kumru ile konusurken farkettim ki, bir noktayı dile getirmemişim. Bugün Saliha ile konusurken yine aynı konu.. Daha önce yazmıstım, bebeğe rutin yapmak daha iyi, istediği kadar emzirmek sorun çıkartıyor diye. Ama şu detayı atlamışım:

Özellikle yeni doğan bebekler sık sık uykuya dalarlar. Özellikle de memede. Böyle olunca da anneler 5 dakika emzirip, uykuya dalınca hemen kenara koyuyorlar. Dolayısıyla bebişler de tam doymayıp 1 saate kalmadan yine meme istiyorlar. 15 dakika bir olanını bile gördüm. Bu yüzden, en baştan itibaren emzirmeleri uzun tutmak lazım. 45 dakika'ya kadar yolu var. Bebeğin doğum kilosu da önemli ama 3500 civarı doğan bebekler 30-45 dk arası emzirilebilirler. Bunun yolu da bebek uyuduğu zaman, onun yanağını, ayaklarını hafif hafif gıdıklamak. O zaman uyanır ve emmeye devam eder. Böylece daha uzun aç kalabilir. Geçen gün, hastaneden gelince tuttuğum zamanların olduğu kağıdı buldum evde. Ben de şaşırdım: 45 dk emzirmişim, bebek 3 saat uyumuş. Sonra 30 dk emzirmişim, yine benzer sürelerde uyumuş. Aralarda süt sağmışım. Böylece süt akışı da hızlanıyor, miktar artıyor. Süt sağmak önemli. Sık sık emzirmeyince, sağmak emzirmenin yerine geçiyor. Gerçi sadece süt sağarak olmaz, bunu da not edeyim. Hiçbir süt sağma makinası, bebek kadar güçlü emmiyor. Bu yüzden sadece süt sağayım, emzirmeyeyim gibi bir düşünce olmasın aklınızda! Çünkü sadece süt sağıldığı zaman, süt bir süre sonra kesiliyormuş, bu da uzmanların deneyimi..Baştaki zorluklar çoğu kişide oluyor ama pes etmemek lazım. Ben hamileyken birkaç arkadaşım bunun üstünde çok durmuşlar ve 15 gün dişini sık, sakın pes etme, demişlerdi. Haklılarmış, 15 gün sonra birçok şey yoluna giriyor..
Bu konu önemli çünkü ucu yine uykuya dayanıyor. Düzgün emzirilmezse bebek, uzun aralarla aç duramaz. Uykusu da yerine oturmaz. Bu yüzden mutlaka uzun uzun emzirin..

Tuesday, December 23, 2008

Uyku-10 Sling de nedir?


Yukarıda resimde benim boynumda gördüğünüz bez parçası bir sling oluyor. Buna Türkçe ne denebilir acaba? Anadolu'da benzer yöntemle kadınlar yıllardır bebeklerini sırtlarında taşırlar. Yöresel isimler olduğuna eminim. Ama ben bilmiyorum. Bunu Afrika'da da kullanıyorlar. Web sitelerinde anlatılan: Sling içine konulan bebeğin omurgası sağlıklı biçimde gelişir. Daha kolay ve dengeli yürür. Bunu niye anlatıyorum? Çünkü görünüş olarak sling içine konulan bebek sanki eciş bücüş bir hal oluyor gibi geliyor. Hele ilk doğduğunda kafası da gömülüyor, nefes alamaz gibi geliyor. Ben aldığımda aldığım yere telefon edip sordum: Ben hata mı ediyorum, Alp çok gömüldü diye sordum. Sonra sorun olmadığını anladım.
Sling şu açıdan önemli: Dünyaya ilk adaptasyon zamanı olan ilk 3 ay, kimilerine göre son 3 ay, bebeği anne karnında sanmasını sağlıyor. Sımsıkı sarılmış, sıcak, anne kokulu ve hafif sallantılı bir ortam. En huysuz anında alıp sling'e koyduk mu, Alp küt diye uyuyordu. Böylece habire sallamak gerekmiyordu. Ama sırt kaslarınızın sağlam olması şart. Uzun tutarsanız sırt ağrısı yapıyor. Hamileler hem Jale'den sling tedarik edebilirler hem de sırt çalışmaları hakkında fikir edinebilirler. http://www.hamilelerkulubu.com/
Hatta Jale'ye direkt olarak mail atıp elindeki çeşitleri öğrenebilirsiniz: jaledural@gmail.com. Jale'ninkiler piyasada olan benzerlerinden cok cok daha ucuz, cok tavsiye ederim.

Evet, sling diyorduk. Sling'in birçok çeşidi var. Amazon'da sling deyip arayın, şaşırırsınız. Ne kadar çok çeşit var. 5 metre dümdüz kumaştan olan var. Sarmalıyorsunuz. Benimki var: Maya Wrap deniyor. Takması çok kolay. Hazır paket gibi olanlar var. Kullanmadım ama onlar da pratik gözüküyor. Önemli olan nefes alan bir kumaş olması. Fotograf sizi aldatmasın, çocuklar 3 yaş olana kadar kullanılıyor. Çok iri olmadıkça.. Tabii böyle oturtmuyorsunuz, o zaman değişiyor oturtmanız. Çok marifetli olanlar, puset kullanmadan sadece sling kullanıyorlar ama ben o kadar taşıyamıyorum, yoruluyorum. Fakat satın aldığım kişi, hiç puset kullanmadığını söyledi. Çocuğu 1.5 yaşındaydı, her yere sling ile gidiyordu.

Diyelim ki, akşam oldu, bebeğiniz ağlama krizine girdi. Ne yapacaksınız? Hemen sling'e atıp yaz ise sokağa çıkacaksınız, kış ise evin koridorlarında tur atacaksınız. Bebek hemen uykuya dalıyor. Biraz derinleşene kadar taşımaya devam edin. Sonra yavaşça bırakın. Bu sizi biraz daha götürür.

Bir iddia var ki, Afrika'da kolik denen birşey yokmuş. Çünkü bebekler devamlı sling benzeri sistemle taşınıyorlarmış. Doğru mu bilmiyorum ama kolik çocukları olanlar için denemeye değer diyorum..

Monday, December 22, 2008

Uyku-9 Emzikli mi, emziksiz mi??



Eveeet, herkesin devamlı birbirie sorduğu, akılları sık sık karıstıran bir soru. Bana daha önce sorsanız, yok canım ne emziği, tabii ki emziksiz, derdim. Ama yaptığım araştırmalar tamamen farklı yöne itti beni. Cevap, kontrollü-emzikli, oldu benim için.

Bir kere bebişlerimiz emme refleksiyle doğuyorlar. Birşeyi mutlaka emmek istiyorlar. Meme, parmak, emzik, ne olursa. Bunu tatmin etmek çocuğu daha huzurlu yapıyor. İlk 3 ay, bebek aldıkça emzik verdim. Alp çok bayılmadı. Sadece aç iken emzik aldı. Diğer zamanlar çok almadı. Sonra uyku konusu devreye girdi. Ya elini ağzına verecektik ya da emzik. Ben emziği tercih ettim. Zamanı gelince emzikten kurtulmak daha kolay olur diye düşündüm. Halbuki parmaktan vazgeçirmek daha zor olacaktı. Biz böyle düşündük. Ama burada da şöyle bir handikap var: Emzikle uyumaya alışınca, gece emzik ağzından düşünce, bebek uyanıp ağlayabiliyor. Bu durumda kalkıp ona emziği vermeniz gerekiyor, yoksa gereksiz yere çocuğu ağlatmış olursunuz. Haydi bakalım, çık işin içinden çıkabilirsen. Acaba parmak mı daha iyiydi? Ben gündüzleri, konuşma becerilerinin gelişebilmesi için, emziği pek vermiyorum. Sadece akşam yatma saatini beklerken, çok mız mız olunca veriyorum. Sonra çıkartıyorum. Yatarken yine veriyorum. Uyuya kalınca çıkartıyorum. Birkaç gün böyle gidecek. Neticeyi ben de merak ediyorum açıkçası..

Uyku-8 Bebek Nerede Uyumalı



Bu çok tartışılan ve bence herkesin kendisinin kararını vereceği bir konu olmalı.. Ama bana mantığım diyor ki, eğer hem siz hem bebeğiniz deliksiz bir uyku çekecekse, belli bir süre sonra herkes kendi odasında uyumalı.

Ben ne yaptım?
(Yok, mutfakta uyutmadım!) Hastaneden gelir gelmez bebeğimizi ufak sepetine yerleştirdik. Gündüz ben neredeysem o da orada, evde beni takip etti. Hatta özellikle gürültülü ortamda bulundurdum ki çok hassas olmasın diye. Alp yaz bebeği. Temmuz'un ortasında doğdu. Bu yüzden sabah kahvaltılarımı balkonda ederken o da yanımda sepetinde uyudu. Hatta açık hava sayesinde uzuuun uzun uyuyordu. Bahçede çim biçme makinasının korkunç sesi olsa da o uyumaya devam ediyordu. Bu yüzden de şu anda ses ile ilgili bir sorun yaşamıyoruz. Eve 20 kişi misafir geldi, yine de bebeğim rahatsız olmadı. Size de tavsiye ederim. Siz hayatınıza aynen devam edin, o adapte olacaktır.
Zaten doktorlar da bebek gece ve gündüz farkına varana kadar, gündüz heryerde, gece uyuyacağı yerde uyusun diyorlar. Ben de tam olarak bunu yaptım. Gece sepetini yanımıza aldık ve onu yanımızda uyuttuk. Sabahları yine benim peşimden geldi..
Bir de biliyorsunuz SIDS (ANİ BEBEK ÖLÜMÜ) derdinden artık bebekler hep sırt üstü yatırılıyor ama gündüz gözünüz üzerinde iken biraz yüzükoyun yatırın diyorlar. Ben de bunu yaptım. Hem elleri daha kontrol altında oluyor hem de daha uzun uyuyordu. Ama sırtüstü yatırırsanız, kundak yapmak çok ise yarıyor. Eski yöntemler yine ortaya cıktı. Kundak yapılan cocuk kendini ana karnında hissediyor ve daha huzurlu oluyor..
Böyle böyle meşhur 40 gün oldu. Bu arada Alp'i gündüzleri kendi odasındaki karyolaya koymaya başlamıştım. Sepeti sadece gece kullandım. Zira uyku kitaplarında, cocukların cok uzun süre sepette ya da ebeveyn yatağında yattıktan sonra, kendi yataklarına yatınca bütün evi ayağa kaldırdıkları yazıyordu. Alıştırmak cok zor oluyordu. Bu yüzden ben alıştırmasına gündüz uykuları ile başladım. 50 gün gibi olduğunda ise bir gece karar verdim, odasına gitmek hiç zor olmayacaktı benim için, odasına bıraktım. Biraz üzüldük önce, şimdi gariban bir şekilde tek başına kalacak diye. Ama baktım, kendi odasında daha uzun uyuyor. Demek ki, biz de istemeden onu rahatsız ediyormuşuz herhalde. Artık Alp hep kendi odasında uyuyor. 2 aylıktan beri de, gündüzleri uyuduğunda karanlıkta uyutuyoruz çünkü artık gece gündüz farkını biliyor. Bunun negatif tarafı biryere gittiğinizde karanlık oda bulamazsanız, uykuya zor dalması. Ama Alp böyle mutlu, o yüzden de biz bu yolu tercih ettik. Melek gibi ve heryerde mışıl mışıl uyuyan bir çocuğunuz varsa, bunu yapmasanız da olur. Böylece daha rahat heryere gider ve çocuğunuz her koşulda uyumaya alışır.

Saturday, December 20, 2008

Uyku-7 Gündüz Uykuları



Kim ne derse desin, en zoru bu gündüz uykularını ayarlamak. En sona bırakılacak olan da o bana göre...
Gündüz uykuları şu açıdan önemli: Kantarın topuzu kaçar ve bebeğiniz çok fazla gündüz uykusu çekerse, o zaman gece mutlaka uyanacaktır. Ya da sabah cok cok erken uyanacaktır. Eğer gece illa da uzuuun uzun uyusun diyorsanız, bu gündüz uykusunun da ölçüsünü kaçırmamanız lazım.
Alp şu anda 5 ay ve 2 haftalık. Gündüz uykusu en fazla 3 saat. Fazla uyur gibi olursa, herkesin dehşet dolu bakışları arasında uyandırıyorum. Ben gündüz uykusunu 2'ye böldüm. Bunu 3'e bölenler de var. Ancak Suzan Giordano'nun kitabında ki saatler bana mantıklı geldi. Onu uygulamaya çalışıyorum. Oradakine göre anahtar çocuğu 4'ten sonra uyutmamak. Ama bu kolay değil. Uykusu geliyor. Oyalamak için dokuz takla atıyorum. Artık biraz daha alıştı. Alp'in gündüz uykuları 9:30-11:00 arası, sonra 14:00-15:30 arası. İlk kısım çok kolay oluyor ama 2.kısım hep zor. Galiba artık 1.5 saat uyumak istemiyor. Olur da, 2.uyku cok ama cok kısa sürerse, o zaman akşam 6 civarı bir 15 dk daha uyutuyorum. Yoksa çok zor geçiyor zaman. Hep söylüyorum, bebeklerin hepsi farklı, herkesin kendi doğruları var. Ben bebeğin uyku saatinde bebekle pek dışarı çıkmıyorum. Ama olur da çıkmışsam, ertesi günü mutlaka evde geçiriyorum. Pusette uyuma alışkanlığı edinmesin diye. 3 gün kuralını unutmayın. Hatta bazen uykusuzluktan çok ama çok yorgun ve mutsuz olabiliyor. (Ögleden sonra uykusunda) o zaman yine o güne mahsus kalmak kaydıyla sallıyorum. Yeter ki o uykuyu alsın. Yoksa gece uykusuzuktan hem huysuz oluyor hem de düzgün emmiyor. Bu yüzden bu 2.uykuyu çok önemsiyorum. Kendime bir limit koydum. Bebeğim 6 aylık olduktan sonra daha gevşek davranacağım. O zamana kadar birçok şeyin oturduğu söyleniyor. Hep beraber göreceğiz.

Bir de gece-gündüz ayrımı konusu var: Bebek ilk doğduğunda, birkaç ay, gündüz heryerde, gece karanlıkta uyutun diyorlar. Daha sonra bebek ayrımı anlayınca artık gündüzleri de karanlıkta uyutmayı tavsiye ediyorlar. Ben de bunu yaptım. Ancak dışarı çıknca bu biraz sorun oluyor. Karanlık ortam yaratmak biraz zor oluyor. Pusetinin üstüne bir şal örtüp en azından ışığı azaltıyorum ama hiçbir zaman evde uyuduğu gibi uyumuyor. Bu dediğim kış için geçerli. Bebek yazın şöööyle harika oksijenli bir ortamda mışıl mışıl zaten uyuyor. Bomba düşse umurunda olmuyor. Yazın gittiğim Fethiye'de, Alp 2 aylıktı, gece disko müziğinde bile mışıl mışıl uyuyordu. Oksijen ve iyotun harika bileşimi olsa gerek :)
O yüzden yaz bebekleri çok şanslı, bütün günü dışarıda geçirebilirsiniz, beraber dışarıda yemek yiyebilirsiniz, sigara dumanından endişelenmeden. Kolik değilse bebeğiniz, mışıl mışıl uyuyacaktır...

Wednesday, December 17, 2008

Uyku-6 Gece Beslenmeleri, Uyanmaları

İlk 3 ayda bebeğinizin gece uyanmaları çok doğaldır. Mideleri çok küçük olduğu için hemen karınları acıkır. Bize düşen ise onları beslemektir. Normal olmayan ve anneleri yorgun, sinirli ve huzursuz yapan ise saat başı uyanmalar ve emzirmelerdir. Biran önce bu durumu değiştirmezseniz çok ama çok huzursuz ve sinirli olabilirsiniz. Bu da bebeğe yansır. Meşhur kahramanlarımız Tracy ve Gina'nın bu konuda önerilerinden bahsedeceğim:

Daha önce bahsettiğim rutinler! Bu rutinleri aynen uygularsanız, bebeğiniz gece çok az uyanmaya başlıyor. Rutinlerin etkisini hemen göreceksiniz. Örnek bir Tracy rutininden bahsedersek:

4 haftalık bir bebek için:
7:00 yemek
8:15 uyku
10:00 yemek
11:15 uyku
13:00 yemek
14:15 uyku
16:00 yemek
17:15 KISA uyku (40-50 dk)
18:00 yemek
19:30 KISA uyku
20:00 yemek
UYKU
22:00 UYKUDA YEMEK
Bundan sonra sabaha kadar uyuması için dua ediyoruz. Bu arada bu rutinde altını çizdiği birşey var Tracy'nin: Bebek uyanmazsa (gündüz uykuları) meme için mutlaka uyandırın. Zira gece için karnının doyması lazım. Bizde uyuyan bebek uyandırılmaz denir. Ben bu konuda çok baskı hissettim. Çevremdekiler deli misin, ne güzel uyumuş işte diyorlardı. Ama bütünkitaplar bu konuda çok netti. Gündüz rutini içinde bütün bu sütleri almalı ki, geceye tam doymuş olarak girsin. Bu yüzden kendinize güvenin ve tam saatinde uyanmadıysa uyandırıp memesini verin!

UYKUDA YEMEK:
Bu Tracy'nin verdigi en faydalı öğütlerden biri oldu benim için!! Uykuda yemek şu oluyor: Bebeğiniz uyanmadan, yatağından alıp onu UYKUSUNDA emziriyorsunuz. Ben ilk günler zor emziriyordum. Savaş içindeyken uyanıyordu. Bu yüzden sütümü sağıp, uyku beslenmesini yine kendi sütümle ama biberonla yapmaya başladım. Böylece çok yorgun olduğumda bu işi eşim de yapabiliyor oldu ya da başka birisi. Ben de uyumaya devam ettim. Daha sonra uyansa bile kesintisiz 5 saat uyumak çok dinlendirici oluyordu. Alp'e yukarıdaki rutini uyguladığımda, gece yine uyanıyordu ama çok az aralıklarla. Önce gece 2 gibi sonra 5-6 gibi, bazen daha uzun. Eğer uyuyorsa sakın GECE uyandırmayın. (Çok minikse ve 6 saattir hala uyuyorsa, o başka bir mesele. O zaman uyandırmak lazım) Ama 5-6 saate kadar uyuyabilir. Böylece gece-gündüz ayrımını da yapabiliyor olur.
Tracy bunun 7.aya kadar yapılabileceğini söylüyor. Ben hala yapıyorum. Alp 6 hafta olduğunda gece 2'deki memeyi kaldırdım. Bunun için şunu yaptım: Gece uyanınca meme vermeden uyutmayı denedim. Baktım gercekten uyuyor. Birkaç gece aynı saatte uyanmaya devam etti, şartlanma oluyor, ama sonra ögrendi ve uyanmamaya başladı. Yavaş yavaş kaydı saati. Uzun süre sabah 4 civarı emzirmeye devam ettim. Onu da saatle emziriyordum. Sonunda 4'tekini de yavaş yavaş azaltmaya başladım. Eğer mama veriyorsanız işiniz daha kolay. Şişeyi yavaşça azaltırsınız. Ama meme veriyorsanız dakikalarla azaltmalısınız. Sonunda 5 dakikaya indiğinde Alp 14 haftalıktı, onu da kaldırdım. İlk önce protesto etti, kıyameti kopardı. İnanın sabaha karşı ağlaması en zor olanı, ama dişimizi sıktık. 3 gün sonunda artık o saatte de kalkmayı ve meme almayı bıraktı.

Ferber metodunda bebeğinizin her ağladığında aynı şekile davranmanızı yani arada bir kontrol etmenizi söylüyor. Ancak hepsini birden aynı anda yapmak yorucu. Bu yüzden ben önce akşam uykusunu hallettim. Sonra sabaha karşı uyanmasını, en sonunda da gündüz uykularını..

Monday, December 8, 2008

Uyku-5 Yanlış Uyku Eşleştirmeleri

Yanlış Uyku Eşleştirmeleri:
Çoğumuz çaresizlikten bebeğimizi uyutmak için türlü yöntemler deneriz. İşe yarayınca da o metodlara takılır kalırız. Bebek onsuz uyuyamaz olur.
İstanbul Parenting Class'daki kurslarda öğrendiğimiz değerli bilgilerden biri de bu konudaydı. Bebek doğduktan sonra ilk 3 ay bebeğimizi istediğimiz gibi tutmamız, kucaklamamız, sallamamız konusunda bizi yüreklendirdiler. Çünkü bu 3 ay bebeğin dış dünya ile uyumlanma süreciydi. Bu sırada ona istediği hertürlü şefkati vermemiz gerekiyordu. Ben de aynen böyle yaptım. Devamlı bebeğimi tuttum, sarıldım. Bu derslerde birşey daha öğrendik: Bebekler şöyle veya böyle birçok şeyi ögreniyorlar. Ancak uyku süreci cok önemli ve ögretilmesi gereken bir süreç. İleride yetişkin hayatını bile etkiliyor. Uykusuz yetişkinlerin geçmişlerinde bu süreci iyi geçirmedikleri görülmüş. Bebeğinize uyumayı ögretmek ona yapacağınız çok büyük bir yardım olacaktır. Daha huzurlu bireyler olacaklardır. Bu konuda kararlı olun. Göreceksiniz ki, uzun süre gece uykusu çeken bebekler, ertesi günü çok huzurlu kalkıyorlar.


Evet, yanlış eşleşmeler diyorduk:
Bebeği sallamak, emzirirken uyutmak, arabada uyutmak, salıncakta uyutmak...
Kısaca her türlü yardımcı etken bu kategoriye düşüyor. Bunun sakıncası ise bebeğinizin kendi kendine uykuya dalmayı öğrenememesi. Sizin geceleri bebek her kalktığında onu sallamak zorunda olmanız, meme vermek zorunda olmanız, bir süre sonra sinirleri yıpratabiliyor. Saatte bir uyanan bebekler var. Çünkü nasıl uykuya dalacaklarını bilmiyorlar. Tek bildikleri sallanmak, meme emmek, vs.

Alp'e benimle beraber bakan yardımcım Selda da özellikle sallama konusunda tam bir uzman! Ben her ne kadar Alp'i artık sallamasak desem de, Selda kesinlikle ağlamasına kıyamadığı için bol bol salladı Alp'i. Selda dedim, bu nereye kadar? Alp olacak bilmem kaç kilo, biz bunun altından nasıl kalkarız? Selda oralı değil, ben sallarım diyor. Selda'ya uyku eğitimini anlatıyorum, ben varken olmaz diyor. Nasıl ağlatırız Alp'i? Onun iyiliği için diyorum. Araştırmalar gösteriyor ki, asıl öğrenme, gün ışığında oluyor. Büyüme ise, gece saatlerinde ve uykuda. Yani cocuk gece ne kadar cok uyursa o kadar iyi ögrenir ve iyi büyür. Onun iyiliği için bunu yapmamız lazım!

Sonunda Selda bayram tatili için memleketine gitmeye karar verdi. O sırada Alp 11 haftalıktı. Kilosu istenen düzeyde, beslenme araları 4 saat olmuştu. Tamam dedik, sen git biz bu eğitimi vereceğiz. Selda sadece 3 gece yoktu. 4. gece döndüğünde küçük bir şok geçirdi! Alp'i yatağa koyuyor ve odadan çıkıyorduk ve Alp kendi kendine uyuyordu. Hem de sabaha kadar! Daha önce, Alp sabah 4 gibi uyanıyor ve bir daha uyumuyordu. Mutlaka sallamak gerekiyordu. Selda sabah 4'lerde kalkıp Alp'i sallıyordu hep uyusun diye. Şimdi ise Alp 4'de uyanmayı bırakmış, daha geçlere kaydırmıştı. Üstelik hemen uykuya geçiyordu! Bu bir mucize dedik kendi kendimize. Biz de bu kadarını beklemiyorduk.

Tabii bilinen laflar var bir de: Aman kimseye söyleme, nazar değer, sus lafları eşliğinde Alp ÇOK ŞÜKÜR uyuyor! Ben bir de blog yapıp bunu anlatıyorum herkese! İstiyorum ki, bildiklerimden daha çok anne faydalansın.
Bebeklerin uykusuzlukları kader değil, birşeyler yapılabilir. Ne kadar çok kişi bilse, o kadar iyi olur. Sevgili anneler, lütfen bu konuyu es geçmeyin. Hepimizi en çok rahatsız eden konulardan biridir uyku. Herkes bildiklerini paylaşırsa daha çok anne ve çocuk huzur içinde günlük hayatlarını sürdüreceklerdir.

NOT: Tabii ki bebeğimizi yine kucağımıza alacağız, ona sarılacağız, öpüp koklayacağız! Benim altını çizdiğim nokta, bunun UYUMA YÖNTEMİ OLMAMASI! Zaten kim dayanır ki, bebeğini devamlı öpüp koklamamaya :)

Uyku-4 Tracy Hogg Yöntemi

Tracy Hogg Yöntemi:
Ben hayatta bebeğimi ağlatamam diyenler için bir de Tracy Hogg yöntemi var. Çok ama çok sabır ve fiziki güç istiyor. Bebek en az 4 aylık olduktan sonra uygulanabiliyor. Metod şöyle:

Yine bebeğe bir rutin belirleyip, hiç sallamadan BEBEK UYANIKKEN yatağa koyuyorsunuz. Bebek ağlamaya başlar başlamaz bebeği yataktan alıyorsunuz. Susar susmaz geri koyuyorsunuz. Tracy buna "pick-up, put down" yani "kaldır-koy" yöntemi diyor. Anahtar susar susmaz yataga geri koymak. Elinizde uzun tutmayın, fazla temasta bulunmayın. Zor olanı ise bunu 100 kere bile yapmak zorunda olmanız. Gerçekten güç ve sabır istiyor. Güç söz konusu olduğunda, babalar daha iyi yapabilir diye düşünüyorum. Tracy'e göre, bebekler 2.gün yarısı kadar zamanda, 3.günde çok az bir sürede kendi kendine uyuyabiliyor. Verilmek istenen mesaj: Senin uyumanı istiyorum.. Bunu sabredip yapan tanıdığım var, başarılı olduğunu söylüyorlar. Böylece bebek çok az ağlamış oluyor.

Bu arada Tracy'nin kitabının Türkçesi çıktı:

Bebek Bakım Sorunlarına Mucize Çözümler
(Uyku, Beslenme, Davranış, Tuvalet Eğitimi)
Orjinal isim: Baby Whisperer Solves All Your Problems
Tracy Hogg , Melinda Blau
Gün Yayıncılık

Herkese tavsiye ederim..

Uyku-3 Ferber Yöntemi




Uyku Eğitimi: (Ferber Yöntemi)

Bebeğimize rutini uyguladıktan sonra, makul bir saatte bebeğimizi yatağına koyuyoruz. Ona iyi geceler diliyoruz. Hatta anahtar bir kelime belirleyip her gece bu kelimeyi özellikle kullanmaya dikkat ediyoruz. Uyku, dodo, ne olursa.. Sonra kapısını kapatıp odadan çıkıyoruz. Birkaç dakika sonra bebek ağlamaya başlayacak. Çünkü daha önceki yöntemleri istiyor olacak. İşte burada çok kararlı olmanız lazım. Bebeğiniz 3-6 ay arasındaysa, bu ağlama seansları çok uzun sürmeyecektir. Bize düşen ise, saat tutarak her 5 dakikada bir odaya girmek, herşeyin yolunda olduğunu görmek. Elinize almayın. Ben şşşşş sesi çıkartıyorum, sakinleşiyor. İçeride kalma süresi en fazla 1 dk sürmeli. Sonra tekrar çıkıyoruz. Bir sonraki ziyaret 6 dakika sonra olmalı. Daha sonraki 7dk.. Bu şekilde gidiyor.
Alp'e bunu uyguladığımızda, Alp ilk gün 15 dakika ağladı. Sonra uykuya daldı. Bir sonraki gün 20 dakika ağladı. (2.gün çok uazayabiliyor). 3. gün ise sadece 5 dakika ağladı. 4.günde sadece mız mız yaptı, ağlamadı. O zamandan beri yatağına bırakınca ağlamıyor, sadece bazen mız mız ediyor ama kendi kendine uykuya geçiyor.
Biz Türk milletine bu yöntem genellikle çok ters geliyor. Çocuk ağlatılmaz denir hep. Ama bu yöntemi uyguladığınızda olan şey, bebeğiniz kendi kendine uykuya dalmayı ögreniyor. Bunu çok küçükken yaparsanız, bebeğiniz sabah gülücüklerle uyanıyor. Psikologlar, yöntemin hiçbir zararının olmadığını söylüyorlar. İnşallah öyledir!
Bu arada bebeğinizin gece uyanmaları devam edecektir. Ancak bu metodu uygulamaya başladıktan sonra, yavaş yavaş uyanmaların saati ileri kayacak ve zaman içinde yok olacaktır. Bu gece uyanmaları için şunu yapabilirsiniz:
Eğer gece hala besliyorsanız, yavaş yavaş beslenmelerin miktarını azaltın. Meme veriyorsanız, dakika yöntemi ile, biberon ise ml olarak azaltın. Merak etmeyin, azaltılan miktar yavaş yavaş olduğu sürece, gündüz beslenmesine eklenecektir. Ama birden kesmeyin, bu fazla haşin bir yaklaşım olur. Eğer bebek 2 kez uyanıyorsa bunu önce 1 keze indirip sonra da yok edebilirsiniz. Bu uyanmalarda ise, bebeği uyutmak için yine eski yöntemlere dönebilir veya yine Ferber metodu uygulayabilirsiniz. Ama gecenin bir saatinde, ev cok sessizken bebeğin ağlamasına tolere etmek cok zor.
Alp'de durum şöyleydi: Alp geceleri kalkmaya devam ediyordu, ben de beslemeye. Ama süreyi azaltıp sonunda 5 dk'ya indirdim. Sonra Alp kalkmayı kendiliğinden ileri saate alıp yok etti. Fakat neden bilmiyorum, 1 hafta sonra tekrar uyanmaya başladı. Bu yüzden karar verdik. Artık meme için uyanmadığına göre, alışkanlıktan olabilirdi. Tekrar Ferber uyguladık. 1.gün 15dk, 2.gün 35 dk, 3.gün ise 5 dk ağladı. Artık uyanmıyor. Arada sırada 6'da uyandığı oluyor ama sonra geri uyuyor. Kendisi uykuya dalmayı öğrendiği için problem olmuyor.

Gece uykuları düzene girince, gündüz uykularında da aynı şeyi yapmaya başladık. Hiç sallamadan, rutinini uygulayarak, daha kısa, Alp'i yatağına bırakıyoruz. Alp bazen itiraz ederek, bazen etmeden uykuya dalıyor. Oldu ki itiraz etti, ağlıyor, o zaman fazla ağlatmadan alıp, "demek uyumayacaksın" diyoruz. İçeri götürüyoruz, 15 dk sonra tekrar koyuyoruz yatağına. Bu genelde işe yarıyor.

Ferber metodunda önemli bir nokta: Dayanıklı olmanız şart .Eğer bebeğiniz 30 dk ağladıktan sonra dayanamayıp yataktan alırsanız, bir daha bu eğitime vermeye karar verdiğinizde bebeğiniz en az 30 dk ağlayacaktır. Çünkü siz ona "30 dk ağlarsan seni alırım, pes ediyorum" mesajını vermiş oluyorsunuz. Bu yüzden kararlı değilseniz, siz veya eşiniz dayanamayacaksa lütfen bunu yapmayın.. Buna kartopu etkisi deniyor. 30 Dk üstüne bir 30 dk daha ağlayabilir, süre böylece uzayıp gider..

Uyku-2 Eğitim Öncesi Olmazsa Olmazlar..

Eğitime başlamadan önce olmazsa olmazlar:
1- Karı-koca arasında bu konuda fikir birliği
2- Büyükannelerin rızası-karışmıyorlarsa sorun değil
3- Dadı varsa, onun da işbirliği
4- Bebeğinizin en az 5.5 kg olması
5- Bebeğinizin en az 12 haftalık olması
6- Meme aralarının en az 3.5 saat olması
7- Bir uyku rutini oluşturmak
8- Bir hafta kadar eve misafir kabul etmemek (Bebeğin düzeni bozulmasın diye)
9- Makul bir uyku saati. 7:00-7:30 gibi

Bu konuları toparlarsam:
Eşler arasındaki fikir birliği çok önemli. Birinin yaptığını diğeri bozmamalı. Büyükanneler de bebege bakıyorsa onları da ikna etmek lazım. "Bizim zamanımızda böyle değildi" olayına girmesinler. Dadı da bildiğini okumamalı, sizi desteklemeli.

Bebeğin kilosu ve meme aralarının açılması ise, tamamen gece bebeğin acıktığında uyanmamasını sağlamak için. Midesi çok küçük olan bir bebek çabuk acıkacağı için, uyanmaya devam edecektir. O yüzden daha önce başlamamak lazım.

Rutin: Rutin çok önemli. Aslında biz yetişkinlerin bile bir rutini var. Kimi kitap okumadan uyuyamaz, kimi banyo yapmadan, kimi müzik dinlemeden. Bebeğimiz de böyledir. Eğer bir rutin oluşturabilirsek, uykuya dalma işaretini daha çabuk alırlar. Şartlanırlar. Böylece daha az karşı koyarlar.

Örnek bir rutin olarak: Son meme, banyo, masaj, kitap okuma, ninni olabilir. Eğer daha önce bebeğiniz memede uykuya dalıyor idiyse, buna bir son vermenin tam zamanı. Zira bu durumda her uyandığında sizden meme isteyecektir. Rutinin son kısmı meme olmamalı. Öyleyse yer değiştirin.

Makul uyku saati de önemli. Bebeğiniz çok yorulursa, uykuya geçemez. Eğer geç yatırıyorsanız, yavaş yavaş öne almanız çok iyi olur. Uyku saatini hergün 15 dk öne alma yöntemini deneyebilirsiniz. Hergün 22:00'de uyumaya alışmış olan bir bebeği birden 19:00'da yatırırsanız, kıyameti kopartabilir. Bu yüzden sistemleri yavaş yavaş değiştirmek çok önemli.

Bir de gündüz uykuları meselesi var. Bebekler 4 haftalık olduktan sonra aşağı yukarı 15 saat uyurlar. Dolayısıyla gündüz çok fazla uyuyan bebeğiniz yine gece uyumakta zorluk çıkartacaktır. Gündüz saatlerinde oluşturduğunuz rutine göre bebeğinizi uyandırmanız gerekebilir. Büyükanneler yine çok kızacaklar, biliyorum. Ama unutmayın amaç uyku saatlerinin büyük kısmını geceye kaydırmak. Gündüz daha az uyutmak. Yalnız burada şuna dikkat etmelisiniz:
Bebeğinizi sakın bütün gün uykusuz bırakmaya kalkmayın. Bu da facia ile sonuçlanır! Çok fazla uykusuz ve yorgun olan bir bebek, uykuya dalamaz. Çok fazla uyarılmış olan bebek de uyumaz. Uyku saatinden hemen önce onunla oyun oynamayın, ziyaretçilerin elden ele yapmalarına izin vermeyin. O zaman da uyku sistemi alt üst olur. Gece meme için uyanırsa çok loş bir ışıkta, göz teması olmadan emzirin. Alt değiştirme işlemini mümkün olduğunca az yapmaya çalışın. Bütün bunlar uyku konusunda neticeye ulaşmak için çok önemli detaylar!

Uyku-1 Bebeğin Karnının Doyurulması



Bebeğinizin iyi uyuması, gün içinde karnının iyi doymasından geçiyor. Bu çok önemli. Eğer karnı doymazsa, gece daha sık uyanıyor. Bunu sağlamak ise bizim elimizde. Bunun için, doktorların tavsiye ettiği "istediği zaman emzirin" tavsiyesine kulakları tıkıyoruz. Okuduğum kitapların bir kısmı, tecrübeli bebek hemsireleri tarafından yazılmıştı. Tracy Hogg, Gina Ford gibi. İşleri, evlere gidip çocuklara belli bir süre bakmak. İkisi de 300 kadar bebek bakmışlar. Müthiş bir deneyim ve istatistiki bilgi birikimi.. Israrla söyledikleri şu: Eğer bebek rutine sokulursa, başına ne geleceği biliyor, daha huzurlu oluyor. Ben buna ikna olduğum için, bebeğimle hastaneden geldiğimden beri, rutin oluşturdum. Bebeğin emzirme saatlerini belirledim. Merak edenler için: Bu İngiliz ekolü. Amerikan ekolü istediği kadar emzir diyor. Ama bunu yapan annelerin hayatı cok zorlaşıyor. Bebeğin ne zaman ne istediğini bilmedikleri için biran olsun yanından ayrılamıyorlar. Bebek anneyi "emzik" yapıyor. Ne zaman doyduğunu bilmiyor. Bu yüzden siz siz olun mutlaka bir rutin oluşturun. Bu da aslında cok kolay. Örnek: Bebeği 2 saatte bir emziriyorsunuz ve bunu 3 saate çıkartmak istiyorsunuz. Hergün 15 dk ekleyerek, en geç 1 hafta içinde 3 saate çıkartabilirsiniz . Herseferinde bebeği biraz oyalamalısınız. 15 dk fazla diyorsanız, rahat ettiğiniz bir süre ile başlayın. Yavaş yavaş ekleyin. Emzirme saatleriniz yazılı olsun, böylece daha rahat takip edersiniz. Bir memeyi en az 10 dk verin ki, sütün asıl yağlı besleyici kısmı gelsin. Çünkü ilk gelen sütün çoğunluğu su, çocuk susuzluğunu gidersin diye. Daha sonra yağ geliyor. Yaklaşık 8.dakikada geldiği söyleniyor ama garanti olsun diye 10 yapmak daha iyi. Diğer memeyi kısa verseniz de olur. Ama bir dahaki sefere mutlaka o memeden başlayın. Böylece bebeğiniz doyacaktır.

Tracy Hogg: Baby Whisperer Solves All Your Problems (Türkçesi de yeni çıktı) kitabındaki rutinleri takip edebilirsiniz. Çok güzel anlatıyor. Gina Ford da cok detaylı rutinler veriyor ama fazla sıkı, onun rutinleri benim hoşuma gitmedi. (Contented Little Baby)

Ne zaman meme aralarını 3.5 saate çıkartabilirseniz, uyku eğitimine hazırsınız demektir.

Sunday, December 7, 2008

Uykusuz her gece...






Merhaba,
Öncelikle uyku konusunda herhangi biz uzmanlığımın olmadığımı belirtmek isterim. Uyku konusuyla ilişkim Alp'in doğmasıyla başladı. 17 Temmuz 2008 günü Alp aramıza katıldığında, kafama koymuştum, Alp uyuyacak, biz de hep beraber huzur içinde yaşayacaktık. Daha önce edindiğim bilgilere göre bu mümkündü ama tam olarak nasıl olacağını bilmiyordum. Aslında herşey eşimle beraber gittiğimiz bir kursla başladı. Sinem Olcay ve Gülfem Vardarlı'nın kurduğu, İstanbul Parenting Class isimli yerden haberdar oldum. Web sitelerinde kendilerini şöyle anlatmışlar: "İstanbul Parenting Class, çocukların yaşa bağlı gelişimsel ihtiyaçlarına odaklanan anne baba eğitim programları ile size, hayal ettiğiniz gibi bir anne baba olabilmeniz ve sağlıklı çocuklar yetiştirebilmeniz için yardımcı olmayı amaçlar."

Daha detaylı bilgi için:
http://www.istanbulparentingclass.com/

İlk gittiğimiz kurs, 0-1 yaş arasına odaklanan, 6 buluşmadan oluşan, "Merhaba Bebek" programıydı. Son ders, uyku dersiydi. Psikolog Sinem Olcay bize aslında bebeklerin 12.haftadan sonra BÜTÜN GECE uyumaya hazır olduklarından bahsetti. Birbirimize baktık, bu bir şaka olmalıydı. Bizim bildigimiz bebekler, 3-4 yaşına kadar uyku konusunda hep bir problem yaşarlar ve uyumazlar-uyutmazlardı. Çoğu arkadaşlarımız zombi gibi geziyordu. Akşam programları yapamıyorlardı. Ama Sinem bize bambaşka birşey anlatıyordu. Tamam dedik, bunu biz de uygulamalıyız. Fakat bir huyum var, bir konu hakkında bilgi edinmek için çok ama çok araştırırım. O günden sonra başladım uyku kitaplarını taramaya. Maalesef Türkçe fazla birşey yok. Bütün literatür İngilizce. Başladım onları okumaya. Bu sırada Alp doğdu. Ben bir yandan Alp'i emzirirken, (en güzel boş vakit bu sırada oluyordu) bir yandan da kitapları okumaya devam ediyordum. Arada Sinem'den fikirler alıyordum. Bütün okuduğum kitaplar sonucu artık kafamda bir yol oluşmaya başlamıştı. Kafamdakileri çevremdeki hamilelere ve annelere de aktarmaya başladım. Herkes şüpheyle bakıyordu. Herkese aynı şeyi söyledim: Uygulaması zor, ama sonuç çok güzel. Önemli olan yapılacakların bebek küçükken yapılması. Sonra zorlaşıyor. Ben de blogumda yaptıklarımı paylaşmaya karar verdim. Her bebek farklıdır, mutlaka bir doğru olamaz. Aslında tam da bu yüzden birçok kitap okudum. Ortak doğruları yakalamaya çalıştım. Alp'e en uygununu yakalamaya çalıştım. Bloğumda yavaş yavaş bunları aktarmaya çalışacağım.