Monday, January 31, 2011

Şalgam Kitabı

Alp'e arkadaşı Serin hediye olarak, Büyük Şalgam isimli kitabı vermişti. Aslında Temmuz'da geldi kitap ama ben şimdi yazıyorum. Bunu niye belirtiyorum, 2 yaşında bu kitaba kendini çok ama çok kaptırmıştı.

Dev Şalgam-Alexei Tolstoy (Bildiğimiz Tolstoy değil)
İş Bankası Yayınları

Rahatlıkla Alp'in tam olarak takıntı yaptığı ilk kitap diyebilirim. Çok eğlenceli bir hikayesi var.
Oyun oynar gibi. Kitabı bana kaç kere okuttuğunu, bana kaç kere anlattırdığını bilmiyorum.
Hatta bir süre sonra evdeki animasyon ekibi canlandırma olayına girdi, Büyük Şalgam evde oynanmaya başladı.

Çok ama çok tavsiye ederim. Bu kadar beğenince Alp de Mert'e bir tane hediye etti. O da aynı şekilde bayıldı kitaba. Zaten hediye eden Serin'in de en sevdiği kitapmış. Garantili bir kitap anlayacağınız:)

Burun temizleme olayı



Gerçekten olay! Kim derdi burun temizlemek de öğrenilmesi gereken, hayatımızı çok kolaylaştıran bir aksiyondur diye? Alp 2.5 yaşında, hala öğretemedim. Bir türlü içindekileri dışarı itemiyor! Ne olacak bu durum? Ödüm patlıyor nezle olacak diye. Çok hassas, burnuna dokunulmuyor. Serum fizyolojik sıkınca, sanırsınız ki birisi etlerini sıkıştırıyor. Öyle bağırıyor. E nefes de alamıyor. Durum feci. Burun çekmek için muhtelif pompaları denedik. Ama hiçbirisi, şu yukarıdaki ve ekteki alet gibi etkili değil, bilesiniz. Japon mucizesi! Amazon.com'da en çok tavsiye edilen, en çok satılan pompa idi. Gerçekten, mucize gibi çekiyor. Alp yine nefret ediyor ama en azından çıkan hengameye değen sonuçlar alıyoruz:)

Friday, January 28, 2011

Terrible 2 - Korkunç 2 derken, bu da nereden çıktı?

Evet, bir de bunun 3 yaşı varmış. Duyduk duymadık demeyin. Kendimizi o kadar 2 yaş sendromuna kaptırmışız ki, 3 olayını farketmemişiz. Jale'nin Hamileler Kulübü iç yazışmalarından, Montessori Anaokulumuzdaki arkadaşlardan farkettim ki, bir de 3 yaş durumu varmış. İnatlaşma doruğa çıkıyormuş. Bir arkadaşımızın kızı asla giyinmek istemiyor, çıplak dışarı bile çıkmak istiyormuş. Araba koltuğuna oturtmak 45 dakika sürebiliyormuş. Birçok örnek var.

Önce 2 yaş sendromunu nasıl geçirdiğimizi yazayım: Bugüne kadar fazla bir olay yaşamadık. Tantrum denen sinir krizi örneğini de pek yaşamadık. Sadece 1 kere, o da geçen hafta, kendini komşunun paspasının üstüne atıp bağırarak ağladı. O kadar komikti ki, elimde olmadan gülmeye başladım. Ben gülünce ve durumu üstüne hiç eğilmeyince sustu. Derdi neydi derseniz, galiba sokakta kalmak istiyordu. Halbuki okuldan döndüğümüz için çok yorgundu, eve girip uyuması gerekiyordu. Alp de o sırada ağrıza yapıp bu duruma girdi. Evet ilk tantrum buydu. Şans mı, davranış biçimi mi bilemiyorum.

Ama inatlaşmaktan kaçınmak gerekiyor. Alternatifler sunmak gerekiyor. Eğer çocuğunuz küçükse dikkatini başka yöne itebilirsiniz. Ama bu yaşlarda artık mümkün olmuyor. Yalan asla söylememek lazım. Sonra önünüze geliyor, pişman oluyorsunuz. Mizacı da biraz yumuşak ise böyle ufak tefek olaylarla atlatmak mümkün oluyor. Tabii bundan sonra tantrum olmayacak diye birşey yok.

Tabii bu tip problemler çıkarken, karşılıklı iletişim arttığı için çok daha eğlenceli oluyor çocuğunuz ile oyun oynamak:)
Evet büyüdükçe problemler de büyüyor olabilir ama mutluluklar da bir o kadar büyüyor. Kimse gözünüzü korkutmasın lütfen. Sizi kahkahalarla güldürür oluyorlar. Alp sayesinde çok uzun İstanbul-Kapadokya araba yolculuğu, sitcom tadında bir hal aldı.

Dolayısıyla: Bekle 3 yaş, biz geliyoruz:)

Thursday, January 27, 2011

Disney Live

Alp ile ilk kez bir gösteriye gittim. Arkadaşları ile beraber giderken tereddüt içindeydim. Alp yüksek sesleri sevmiyor, ürküyor. Ama bir yerden de başlamak lazım. Böylece çoluk çocuk 11 kişi gittik.

Haliç Kongre Merkezi yepyeni biryer. Ama koltuk düzeni kötü. Arkaya doğru yükselen koltuklar sadece arka bloklarda var. Hatta aralarda, arkadakinden daha yüksek bir koltuk bile mevcut! Verdikleri yükselticiden 2 tane koyduk ama yetmedi. İdare ettik. Baslangıçta mısır satan görevliden mısır alalım dedik, bir baktık 20 TL! Almadık. Bunlar sirk grubu gibi galiba, mısır, ıvır zıvır satanlar hep yabancıydı. Çok garipsedim açıkçası. Amerika'da bile 15 dolara mısır yediğimi hatırlamıyorum. Sanırım kovasına para alıyorlardı, üstünde Disney karakterleri vardı.
Bu durumda Bodrum pazarını tercih edeceğim, sanırım 3 TL'ye en Miki'lisinden bir kova almak mümküm!

Alp ilk 3 dakika ağladı. Yüksek ses ürküttü ama sonra renkler, ışıklar, Miki Mouse ilgisini çekti. Hatta alkışlara da eşlik etti. Ama olan biteni anladı diyemem.

Gelelim gösteriye: Danseden kızlar, bildiginiz göbekli, kenardan yağlar çıkan kızlardı. Moral bulduk kızlar olarak bu durumdan:) Hani biz de çıksak olacak gibi duruyordu açıkçası.
Gösteri ise bence 3.sınıftı. O parayı hiç haketmiyordu. Şarkı ve konuşmaların Türkçe olması tek artıydı sanırım. Gösteri 1 saat 45 dk sürdü. İlk perdeden sonra Alp gitmek istedi. Toy Story'i bekleyelim dedim, kaldık. (Buzz karakterini, çizgifilmi seyretmemiş olmasına rağman çok seviyor.) Ama gerçekten çıksak olurmuş. Buzz da iyi bir gösteri sunmadı bize.

Başka çocuk gösterileri de var. Bütçeniz ve vaktiniz kısıtlıysa şansınızı onlarda deneyin derim.

Wednesday, January 5, 2011

Alerji durumları

Gerçekten sinir bozucu. Kerim'de hiç yok. Bende belli bir yaşta başlamış olan, kuru öksürük şeklinde olan bir alerji var. Bir sürü kaynakta belirtilen, alerji olmaması için yapılabilecek herşeyi yapmış olan bir anneyim. Sonuç: Alp de alerjik oldu. Hem de 1 yaşından sonra. Bir sürü soru işareti var. Bir kere çok feci durumda değil. Döküntülü olaylar yaşanmıyor. Sadece arada bir öksürük, koşunca öksürük, koşunca biraz nefes nefese kalması durumları. Apartmanın içi boyanınca sabah hırlayarak uyanması.
Kendi doktorumuz Singulair toz önerdi. Önleyici, antihistaminik gibi birşey. Kortizon yok. Şu anda onu kullanıyoruz.
Dün bir tane de alerji doktoruna götürdüm. Doktor bir bulgu o anda göremedi. Ama anlattığınız herşey çocuğun alerjik olduğunu gösteriyor dedi. Veeee 2 tane kortizon içeren puflardan yazdı. Bunu uzun süreli kullanın dedi. 15 gün sonra gelin, test yapacağım dedi. Halbuki Alp'in arkadaşı Mert için doktoru: 15 gün hiç ilaç kullanmamış olması lazım, ondan sonra alerji testi yapabiliriz demişti! Buyrun buradan yakın! Benim de kafama yatmadı. Baskılayıp sonra test yaptırmak?? Tabii ki işin uzmanı profesör doktoru sorgulayacak değilim ama kendi doktoruma danışınca ona da tuhaf gelmesin mi?? Ben zaten dünden razıyım bunları kullanmamaya. Doktorumuz dedi ki, bu konuda iki çeşit yöntem uygulanır. Bir yöntemde, kortizonlarla sonuna kadar bastırılır. Bazen geçer. Bir diğer yöntemde ise gerekirse kullanılır. Ben ilaç çok sevmem, bunu tercih ederim, dedi. Ben de kullanmamaya karar verdim zira Alp'in öyle feci sıkışan bir durumu şimdilik hiç olmadı.
Nedir bundan çektiğimiz? Her çocukta bir Ventolin-Pulmikort durumu. Bu şehir hastalığı mı nedir? Bu arada alerjik olmasın diye yaptıklarımı da saymak istiyorum:
1- Evde aşırı temizlikten kaçınmak, arap sabunu dışında temizlik maddesi kullanmamak
2- Bahçede yerlerde sürünüp, toprağı bile ağzına atmasına ses çıkarmamak
3- En az 1 sene emzirmek (daha cok istedim ama o istemedi) (acaba 2 sene emzirebilsem korur muydum?)

Belki de bunları yapmasam daha mı kötü olurdu? Bunu da bilemiyorum. Ama bu çocuklara çok yazık, devamlı kortizonlarla yaşıyor hepsi. Bakalım ne kadar koruyabileceğim Alp'i bu ilaçlardan?