Evet, bu kitap yine çok farklı bir yerden girmiş. Bu kitabı gerçekten mümkünse bulun ve okuyun. Hem okuması çok kolay, akıcı hem de çok ilginç. Bu sefer konu çocukların konuşması.
Birçok kitapta, bebekle doğar doğmaz hatta daha önceden konuşmamızı söylüyor. Ben bunu çok yaptım. Biraz da genetik belki ama Alp epey erken başladı anlamlı kelimeler söylemeye.
Yapılan araştırmalar göstermiş ki, bebeğe durup dururken konuşmaktan çok, bebek sesler çıkardıkça konuşmak büyük far yaratıyormus! Yani bebek en ufak bir ses çıkarttığında gidip onunla konuşursanız, ona giden sinyal "evet, ses çıkartınca birşeyler oluyor, ilgi görüyorum" oluyormuş.
Hatta bir araştırma var, 10 dakikanın bile nasıl fark ettiğini gösteriyor:
Bir anne ve bebeği (1 yas altı) odaya giriyor. Bebekte bir mikrofon var annede ise kulaklık. Anneye diyorlar ki, sana kulaklıktan talimat verince, git bebeğine sarıl, birşeyler söyle. Bebek her ses çıkarttığında bu ses odanın dısındakilere gidiyor, onlar da anneye hadi sarıl diyorlar. Bu 10 dakika devam ediyor. Sonra yapılan ölçümlerde bu 10 dakikanın bile müthiş fark ettiğini görüyorlar.
Bir de konuşmayı negatif olarak etkileyen birşeyden bahsetmişler. Bebek eline birşey alıyor, anlaşılmaz bir kelime söylüyor. Diyelim ki elinde kaşık var ama biberon gibi bir ses çıkartıyor. Siz yorum yapıp "biberon mu" diyorsunuz. Böylece çocuk kaşık objesini biberon olarak öğreniyor. Bu ileride ki kelime öğrenmesini çok olumsuz etkiliyormuş.
Bir başka konu da, çok hırs yapıp 24 saat bebek her hık yaptığında başında bitmemek. Biraz kendi kendine kalıp, rahatlaması da gerekiyormuş. Yoksa çok çok yorulurmuş, biraz kendi kendine kalıp sakinleşmesi ve öğrendiklerini proses etmesi gerekiyormuş. Tıpkı büyükler gibi!
1 comment:
geldiğimiz nokta şu ki, biraz rahat olmak lazım... Bazen çocuğunla ilgilenirsin bazen işin olur bakamazsın, bu arada çocuk da rahatlar! :)
Tabii eğitim de şart, ne zaman ne diyeceğini öğrenmek okumak lazım...
elinize sağlık, bu kitaba kaç yazıdır rast geliyorum. İyice okuyasım geldi...
Post a Comment