Monday, May 16, 2011

İpek böceği beslemek


Hep okullarda yapılan bir aktiviteymiş, bana hiç kısmet olmadı! Bu yüzden sevgili arkadaşım Petek, Datça'dan getirdiği yüz küsür tane ipek böceğinin bir kısmını bana vermeyi teklif ettiğinde hem heyecanlandım hem de tedirgin oldum. Ya bakamazsak, ya ölürlerse diye. Sonra Alp'in okuluna götürme fikri geldi aklıma, öğretmenimize sordum. O da çok iyi olur deyince, bizim de 25 tane ipek böceğimiz oldu.

Sadece dut yaprağı yediklerini biliyor muydunuz? Veee devamlı yediklerini? Uyumak falan yok, acayip bir durum. Sadece ve sadece yemek yiyorlar. Aldı mı bizi bir panik? Zira dut ağacı bulmak o kadar da kolay değilmiş. Birincisi, yarattığı yapış yapış durumdan dolayı çoğu kesilmiş. Olanlar ise, havalar kötü gittiği için daha yeni yapraklanıyor. Çoğu eskiden ekildiği için ağaçların boyu çok uzun. Bu yavrucuklar bana Cuma akşamı geldi. Onları Pazartesi'ye kadar yaşatmam şart! Kendimi yollara vurdum. Kafam yukarıda epey yol katettim. Birkaç ağacı dut sandım, inanılır gibi değil. Özgürlük Parkı'nın demir parmaklıklarına tırmandım, köşedeki ağaçtan yaprak koparabilmek için. Üstelik bunca çaba, hooop, yapraklar öğlen bitmiş oluyor. Haydiii, bir daha başla. Fakat ipek böceklerinin büyümesi inanılmaz hızlı. Bu da büyük keyif. Alp ile gidip gelip kontrol ediyoruz. O da şaşırıyor, bunlar nasıl oburlar böyle diye. Cumartesi 2 posta, Pazar 1 posta (artık ağaçların yeri tespit edilmiş, hedef belli idi!)yaprak avına çıktım. Amaç ipek böceklerini salimen Pazartesi'ye getirmekti.
Niyetim Pazartesi kutuyu temizleyip okula taze yapraklarla vermekti ama yine yaprak yetişmedi. Okula giderken yolda devasa, ama bol yapraklı ve üstelik dalları aşağıya sarkan bir ağaç yakaladım. Hemen arabamı parkedip yaprakları koparttım. Kutuya bocaladım. Bu arada veli grubuna bir gece önce bir mail atmıs ve bahçe ya da mahallesinde dut olanların yardımını rica etmiştim. Bu güvenceyle okula vardım, salimen yavruları teslim ettim:) Bir velimiz sağolsun toplamış, göndermiş yaprakları. Sanırım 10 günleri daha var, sonra başlarlar kozalarını örmeye. Heyecanla onları bekliyoruz:)
Bir bilgi daha: Altına gazete kağıdı serince, yaprağın suyunu çekiyorlarmış, o yüzden o kadar çabuk kuruyormuş yapraklar. Bu yüzden en iyisi yağlı kağıt koymakmış.
Sonuç: Sorumluluk isteyen ama izlemesi çok keyifli birşey. Eminim çocuğunuz da çok ama çok mutlu olacaktır bu aktiviteden. Ama önceden dut ağaçlarının yerini bulmakta fayda var. İpek böcekleri nereden bulunur derseniz, hiçbir fikrim yok! Benim gibi bir arkadaştan belki de:))

No comments: