Biliyorsunuz, en popüler çizgi film bu Caillou. Bakınca da çok masum gözüküyor. Bunun sonucunda biz de hayatımıza soktuk bu karakteri.
Sonra okula toplantıya gittik, okul psikoloğumuz ile. Bize dedi ki, "Sakın Caillou seyrettirmeyin". Niye? "Çünkü oradaki hayat fazla mükemmel. Herkes el pençe divan oluyor, Caillou'nun istediklerini yerine getiriyor. Bütün kasaba seferber. Bu gerçek bir dünya değil. Unutturmaya çalışın" dedi! Bu tabii çok zor. Alp çok sevdi, belki de ilk tanıştığı karakterlerden olduğu için. Halbuki ne kadar da masum gözüküyordu.
Beni sinir eden baska birşey daha var tabii : Caillou'nun Türkçe seslendirmesi. Bozuk Türkçe'yi mi saysam, şımarık konuşmasını mı? Baktım, Alp birden Caillou gibi "babaaa" ve "lütfeeeen" "vay canına" demeye başlamış. İkimiz de rahatsız olduk. Caillou istediğinde başka şeyler önermeye başladık. Özellikle Caillou tutturursa İngilizcesini buluyoruz. Anlamasa da bakıyor, belki de kulağı doluyor. Bir de Alp'de itfaiye takıntısı olduğu için Fireman Sam adında İngiliz çizgi filmi bulduk. Onu da çok seviyor.
Bu arada okul psikoloğundan bir uyarı daha: "Uçan kahramanlı şeylerden uzak durun. 3 yaşında çocuk henüz gerçek ile masalın farkını çok anlayamaz. Oradan buradan atlamaya kalkar" dedi. Biz Toy Story seyrettirmiştik, çok sevmişti. Buzz'a da bayılmıştı bütün çocuklar gibi. Şimdi anlatıyoruz, bu sadece çizgi filmlerde, masallarda olur, böyle birşey yok diye.
Bu işler gerçekten çok zooor..
1 comment:
Yorum yazmak isteyenler yazamıyormus, bana email ile yazanlar oldu, umarım geçici bir sorundur!
Post a Comment