Monday, February 27, 2012

Hülya Sonugür ve bir mektup

Blogumu takip edenler, Dr. Hülya Sonugür hakkında yazdığım yazıları bilirler. Şu yazı ve şu yazı. Geçen hafta bir mektup aldım. Mektubu yazan benim lise arkadaşım Zeynep. Kendisi aynı zamanda geçen sene kanserden kaybettiğimiz minik Nehir'in halası. Nehir'i hatırlarsınız, az rastlanan bir kanser türüne yakalanmıs, ABD'de tedavi görmüş ancak maalesef bu savaşı daha fazla kaldıramamıştı minik bedeni. İçimizi burkan, çok üzücü bir olaydı gerçekten.
Bu da Nehir için tutulan blogdu: http://nehir-im.blogspot.com

Zeynep, bana aşağıdaki mektubu göndermiş. (Hem halanın hem annenin adı Zeynep. Blogu tutan anne Zeynep.) Mektuptan sonra kendisi ile yazıştık. Onun da izni ile mektubu aynen yayınlıyorum:


Mutlucum merhaba,

Hulya Sonugur un doktorlugu biraktigini duyunca sevincten dogru mu diye bir search atayim dedim ki ilk gozume carpan senin blog yazin oldu...

Kadindan (doktor diyemeyecegim) o kadar iyi bahsetmissin ki sana mail atmak zorunda hissettim.

Yegenim Nehir'i ve hikayesini duymussundur. Sevgili rahmetli Nehirimizin hic bahsetmedigimiz bir kanser baslangici vardir ki saka gibi.

Maalesef cogu insan gibi benim kardesim ve karisi da bu hulya denen kadina inanmislar. Nehir'i rutin olarak ona goturuyorlardi..
2008 Ekimin basinda Nehir yogun karin agrisi ve atesle kivranmaya basladi. Tam bir ay boyunca Nehir'i bu kadina hafta 2-3 defa goturup belki hergun telefonda konusuldu. Kizcagizin karni cok sisti ve sertti. Kadinin yorumu gazdi. Ve abuk sabuk yemek alternatifleri ile zaman gecirdi. Atese de artik ne yorum yapti bilemiyorum. Ama belki en az 5 kez muayene etmistir. Cigerlerini dinledi karnina bakti vesaire. Ekim son haftasi hic unutmam pazartesi gunu yine bu kadin gidildi. Yine yemek degisikligi vesaire. O hafta Nehir'in nefes almakta zorlandigini hissetti annesi babasi ve bbutun israrlarimizla baska bir doktora gitmeye karar verdiler.
O hafta gittikleri doktor Nehirin cigerini dinler dinlemez akcigerinin bir tanesini kullanmadigi ve cigerin bir tanesinin sonmus oldugunu soyledi. (basit bir kulakla dinleme). Ayrica karninda bir sertlik ve sislik oldugunu kesinlikle gazla alakasi olmadigini bir kutle oldugunu ve acil ultrason gerektigini belirtti ki o gun cekilen ultrasonda karninda kavun buyuklugunde (1.5 yasinda bir cocuk ve kavunu hayal et lutfen. Sen bile disaridan bir gariplik hissedersin.) tumor oldugu saptandi.
Nehir'e 4. evrede olan noroblastoma kanseri teshisi kondu. Ne gariptir ki Hulya bu teshisten 3-4 gun evvel muayene ettigi halde ne cigerin sondugunu ne de karnindaki kutleyi farketti.

Ve enteresandir ki bu kadin daha sonra Nehir'in annesini bir kez aradi ve teshisi ogrendi. Sonrada ne bir telefon ne de ziyaret....

Nehir'in durumunda 1 ay kaybetmis olmasi kanserin 2 veya 3 uncu evrede teshis edilebilecekken cok gec teshis edilmesine sebep oldu...

Bu arad yapmadigi asilar daha sonra ki tedavi donemlerinde cok problem oldu. Amerikada ki doktorlardan hala boyle salak doktor varmi yorumu aldi..

Biz ailece onu Allah havale ettik... Ve nitekim saglik bakanligi halletmis...
Kusura bakma boyle yazdim uzun uzun ama bu kadini kimseciklere sikayet etmemenin huzursuzlugunu cok yasadik baska kimlere zarar veriyor diye.

Sevgiler
Zeynep

Bunun dışında Zeynep'in bir yorumu daha var, onu da aynen yayınlıyorum:

"Ailecek üzerinde anlastigimiz konu bu kadinin life coach gibi davranirken esas tip konularini atladigi.... Halbuki yeni bebegi olan veya cocuk yetistiren herkesin oncelikle doktordan bekledigi, onemli tibbi konularda yol gostermesi, bilgisiyle deneyimiyle saglik problemlerini cozmesi. Ama maalesef bu kadin ciddi tip deyince belli ki yetersiz..."

Gerçekten çok acı birşey, kimsenin başına gelmesin inşallah.
Zeynep ve ailesine birkez daha başsağlığı dilerim.

Tuesday, February 21, 2012

Montessori Semineri

Küçük Kara Balık Montessori Çocukevi'nde, Montessori eğitimi üzerine bir seminer verilecek. Semineri Ankara'da Birbir Çiçek Montessori Okulu'nu işleten Hilal Hanım verecek. Dışarıdan gelecek velilere de açık olan seminerin duyurusu aşağıdaki gibidir:

Çocuğumla –Hemen Şimdi – Montessori Etkinlikleri

“Kendi kendime yapmayı öğrenmeme yardım et”
Bütün çocukların kalbinde yatan istek aslında budur. Günümüz dünyasının aşırı meşgul yetişkinleri olan bizlerse çoğu zaman onun yerine kendimiz yapmayı tercih ederiz. Ona deneyim yaşatmak için ya vaktimiz yoktur ya da sabrımız. Biz bir an önce sonuca ulaşmak isterken çocukların süreçten keyif aldıklarını unuturuz. Oysaki her işi yetişkinler tarafından yapılan çocuklarda bağımsızlık ve öz disiplin gelişimi engellenir!

Montessori Eğitimi; çocuğun süreci yaşamasına izin verir ve ben kendim yapabilirim duygusunu hissettirir. Tüm dünyada 100 yılı aşkın bir süredir uygulanan ve her geçen gün saygınlığı artan Montessori yöntemini daha yakından tanımak, kendi çocuğunuzla evde yapabileceğiniz uygulama örneklerini görmek ve başka anne-babaların deneyimlerini paylaşmak için “Evde Montessori Sistemi” adlı atölye çalışmamıza hepiniz davetlisiniz.
Hilal Mutlusoy Öktem
Psikolojik Danışman, Montessori Eğitmeni


Tarih:
4 Mart 2012, Pazar.

11.00: 12.30- 1. Bölüm
12.30: 13.00- Ara
13.00: 14.30- 2. Bölüm
14.30: 15.00- Soru-Cevap

Yer:
KÜÇÜK KARA BALIK ÇOCUKEVİ
Koşuyolu Mah. Salih Omurtak Sok. No 49,

Ücret:
40 TL.
Kayıt ve Bilgi Almak İçin: info@iraztoros.com
0 216 410 21 30.

* Katılım kontenjanla sınırlıdır.Katılmak isteyenlerin ödeme ile kayıt yaptırmasi gerekmektedir.

Hilal Mutlusoy Öktem, Psikolojik Danışman, Montessori Eğitimcisi
Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Rehberlik Psikolojik Danısmanlık bölümünden 1998 yılında mezun olduktan sonra 1999 – 2003 yılları arasında TED Aliağa Koleji İlköğretim Okulu‘nda Psikolojik Danışmanlık yaptı. 2003 – 2008 yılları arasında Amerika Birlesik Devletleri’nde bulundu. Bu sırada Uluslararası Montessori Birliği’nden 3 - 6 yaş Montessori Öğretmenliği ve Okul Direktörlüğü Sertifikası aldı. 2004– 2008 yılları arasında Seattle’da bulunan Montessori Plus Preschool’da çalıştı. Halen yöneticisi olduğu Binbir Çiçek Çocuklar Evi’nde çalışmalarını sürdürmektedir. Evli ve iki çocuk annesidir.

Thursday, February 16, 2012

NURTURE SHOCK 3- Bebeklerde Konuşma!

Evet, bu kitap yine çok farklı bir yerden girmiş. Bu kitabı gerçekten mümkünse bulun ve okuyun. Hem okuması çok kolay, akıcı hem de çok ilginç. Bu sefer konu çocukların konuşması.

Birçok kitapta, bebekle doğar doğmaz hatta daha önceden konuşmamızı söylüyor. Ben bunu çok yaptım. Biraz da genetik belki ama Alp epey erken başladı anlamlı kelimeler söylemeye.

Yapılan araştırmalar göstermiş ki, bebeğe durup dururken konuşmaktan çok, bebek sesler çıkardıkça konuşmak büyük far yaratıyormus! Yani bebek en ufak bir ses çıkarttığında gidip onunla konuşursanız, ona giden sinyal "evet, ses çıkartınca birşeyler oluyor, ilgi görüyorum" oluyormuş.

Hatta bir araştırma var, 10 dakikanın bile nasıl fark ettiğini gösteriyor:
Bir anne ve bebeği (1 yas altı) odaya giriyor. Bebekte bir mikrofon var annede ise kulaklık. Anneye diyorlar ki, sana kulaklıktan talimat verince, git bebeğine sarıl, birşeyler söyle. Bebek her ses çıkarttığında bu ses odanın dısındakilere gidiyor, onlar da anneye hadi sarıl diyorlar. Bu 10 dakika devam ediyor. Sonra yapılan ölçümlerde bu 10 dakikanın bile müthiş fark ettiğini görüyorlar.

Bir de konuşmayı negatif olarak etkileyen birşeyden bahsetmişler. Bebek eline birşey alıyor, anlaşılmaz bir kelime söylüyor. Diyelim ki elinde kaşık var ama biberon gibi bir ses çıkartıyor. Siz yorum yapıp "biberon mu" diyorsunuz. Böylece çocuk kaşık objesini biberon olarak öğreniyor. Bu ileride ki kelime öğrenmesini çok olumsuz etkiliyormuş.

Bir başka konu da, çok hırs yapıp 24 saat bebek her hık yaptığında başında bitmemek. Biraz kendi kendine kalıp, rahatlaması da gerekiyormuş. Yoksa çok çok yorulurmuş, biraz kendi kendine kalıp sakinleşmesi ve öğrendiklerini proses etmesi gerekiyormuş. Tıpkı büyükler gibi!